|
Günümüzden geçtiğimiz yıllara doğru sıralanan birkaç haber durumun önemini kavramamızı kolaylaştıracaktır.
|
UYUŞTURUCU RANTI 163 ÜLKEYİ SOLLADI SONER ARIKANOĞLU /Radikal Gazetesi -28/03/2006
|
2005'te uyuşturucu kaçakçılığının yarattığı rant 429 milyar dolar. Bu rakam 163 ülkenin milli gelirinden fazla. Uyuşturucu kaçakçılığının dünya genelinde yarattığı rant, 429 milyar dolar olarak hesaplandı. Dünyadaki 184 ülkeden 163'ünün milli gelirinden yüksek olan bu rakam, 298 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinin de neredeyse 1.3 katı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'nın 2005 Raporu'nda, uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili şu saptamalara yer verildi:
· Dünyada uyuşturucu trafiğinden elde edilen ciro, üretim seviyesinde 13 milyar dolar, toptan satış seviyesinde 94 milyar dolar, perakende satış piyasasında 322 milyar dolar olmak üzere toplam 429 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşmıştır.
· 123 milyar doları esrar, 71 milyar doları kokain, 65 milyar doları afyon ve türevleri, 44 milyar doları uyuşturucu haplar ve 29 milyar doları reçine esrar ticaretinden oluşan bu miktarın büyüklüğü, 163 ülkenin milli gelirinden yüksektir.
· Afganistan kaynaklı uyuşturucu maddelerin ticaretinden dolayı 40 milyar dolardan daha büyük bir para elde edilmiştir. Afyon ve türevlerinin satışından dolayı merkezi Asya ülkelerinde 2.2 milyar dolar, İran'da 2.8 milyar dolar, Pakistan'da 0.6 milyar dolar ve Türkiye'de 5 milyar dolar, perakende satışından dolayı batı ve merkez Avrupa ülkelerinde 25-30 milyar dolar, Rusya'da 10 milyar dolar para sirkülasyonu olmuştur.
|
UYUŞTURUCU RAPORU - İHA - 27/03/2006
|
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açıkladığı uyuşturucu raporuna göre, İstanbul'un uyuşturucu kaçakçılığında ilk sırada yer aldığı, en fazla olayın Eylül ayında meydana geldiği ve kadınların bu olaylara karışma oranında artış yaşandığı belirtildi.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı'nın verilerine göre, 5 bin 714 olayda 11 bin 979 kişi uyuşturucuyla mücadelede gözaltına alındı. 6 bin 3 kg esrar, 6 bin 664 kg eroin, 141 kg bazmorfin, 34 kg afyon, 40 kg kokain, bin 691 lt asetik anhidrit, 15 bin 123 adet sentetik ecza, 5 milyon 760 bin 819 adet Captagon, 1 milyon 282 bin 750 adet Extacy ele geçirildi.
Türkiye'de meydana gelen uyuşturucu madde olaylarının illere göre dağılımına bakıldığında, yüzde 23.4'lük oranla ilk sırada yer alan İstanbul'u yüzde 8.5'lik oranla İzmir ve yüzde 6.8'lik oranla Bursa'nın izlediği görüldü.
2005 yılında meydana gelen uyuşturucu madde olaylarında yakalanan şüphelilerin yüzde 24'ü İstanbul'da yakalanırken, bu ili yüzde 6.1'lik oranlarla Ankara ve İzmir'in takip ettiğini belirtildi.
2005 yılında Türkiye'de meydana gelen uyuşturucu madde olaylarının Haziran ve Temmuz aylarında bir düşüş gösterirken, hasat mevsimiyle birlikte Ağustos ayından itibaren artış gösterdiği ve en fazla olayın yüzde 10.7'lik oranla Eylül ayında meydana geldiği ifade edildi.
2005 yılında meydana gelen uyuşturucu madde olaylarında yakalanan şüphelilerin sayısı Haziran ve Temmuz aylarında en alt seviyedeyken, Eylül ayında yüzde 10.8'lik oranla en üst seviyeye ulaştığı kaydedildi.
2005 yılında uyuşturucu madde kaçakçılığı olaylarına karışan araçların sayılarında 2004 yılına göre yüzde 16.5'lik bir azalma meydana geldiği belirlenirken, aynı zamanda 2004 yılına göre 2005 yılında uyuşturucu madde kaçakçılığında kullanılan otomobillerin sayısında yüzde 35.8'lik, TIR ve kamyonların sayısında yüzde 19.3'lük bir azalma olduğu, kamyonetlerin sayısında yüzde 50'lik ve otobüslerin sayısında ise yüzde 33'lük bir artışın olduğu belirlendi.
2005 yılında uyuşturucu madde taşınan araçlar arasında otomobil 27 olayla ilk sırada yer alırken, 21 olayla TIR ve kamyon, 10 olayda kamyonet, 4 olayda otobüs, 4 olayda minibüs kullanıldığı verilerde yer aldı.
Raporda, havalimanlarında meydana gelen uyuşturucu madde kaçakçılığı olaylarında 2004 yılında önemli bir artış olduğu, 2005 yılında ise 2004 yılına kıyasla yüzde 5.7'lik bir azalma olduğu ortaya konuldu. 2005 yılında meydana gelen havalimanı olaylarının yüzde 10'unda uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılığı yapıldığı tespit edilirken, bu olaylarda 5 kilo 344 gram eroin ile birlikte 6 kilo 678 gram kokain maddesi ele geçirildi. 2005 yılında meydana gelen havalimanı yakalamalarında İstanbul Atatürk Havalimanı'nın ilk sırada yer aldığı bildirildi. Belirlenen 50 olayın 48'i Atatürk Havalimanı'nda yaşanırken 1'i Antalya, 1'i ise İzmir'de tespit edildi.
Uyuşturucu Naklinde Posta Ve Koli Kullanımı Arttı
Uyuşturucunun taşınmasında posta ve koli olaylarının 2005 yılında 2004 yılına kıyasla yüzde 35'lik, 2004 yılında ise 2003 yılına kıyasla yüzde 66.6'lık bir artış gösterdiği görüldü. 2001 yılında 7, 2002 yılında 13, 2003 yılında 12, 2004 yılında 20 ve 2005 yılında 27 posta ve koli yönetimiyle uyuşturucu nakli yapıldığı tespit edildi. Yakalama metotlarına bakıldığında ise, 2005 yılında meydana gelen uyuşturucu madde olaylarının yüzde 27'sinin aramalar sonucunda, yüzde 22'sinin muhbirlerden elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda, yüzde 20'sinin ihbar, yüzde 10'unun teknik takip, yüzde 2'sinin detektör köpek yönetimiyle yakalandığı ortaya çıktı. 2005 yılında detektör köpek kullanımı 2004 yılına oranla yüzde 118'lik bir artış gösterirken, ihbar sonucu aydınlatılan olayların sayısında ise yüzde 38.6'lık bir azalma olduğu tespit edildi.
Haklarında uyuşturucu madde kaçakçılığından dolayı adli işlem yapılan kişilerin yüzde 67.4'nün esrar, yüzde 15'nin Extacy ve yüzde 10.7'sinin eroin maddesi olaylarında yakalandıkları tespit edildi. Esrar maddesi olaylarında yakalanan şüphelilerin sayısının ilk sırada yer almasının, ülkemizde en çok kullanıcısı bulunan uyuşturucu maddenin esrar maddesi olmasından kaynaklandığı vurgulandı.
Meydana gelen uyuşturucu madde olaylarında yakalanan şüphelilerin cinsiyet durumuna bakıldığında, erkek şüphelilerin sayısının kadın şüphelilerin sayısından daha fazla olduğu görüldü. 2005 yılında 11 bin 473 erkek gözaltına alınırken, kadın sayısı ise 506 olarak belirtildi. 2005 yılında haklarında uyuşturucu madde suçundan dolayı işlem yapılan şüphelilerin yüzde 95.7'sini erkekler oluştururken, geriye kalan yüzde 4.3'ünü kadınlar oluşturdu. 2004 yılıyla karışlaştırıldığında erkeklerin oranında yüzde 1.3 artış olduğu görüldü.
Son 5 yıllık artış incelendiğinde ise erkeklerin ortalama yüzde 13.4 oranında, kadınların ise yüzde 17.5 oranında artış gösterdikleri belirtildi. Kadınların erkeklerden daha fazla artış göstermesinin sebebi ise toplumda meydana gelen sosyal değişiklikler, kadınların sosyal statü değişikliği, toplumda daha fazla yer edinmeleri ve sosyalleşmeleri olarak sıralandı.
Uyuşturucu madde kaçakçılığı olaylarına karışan yabancı uyruklu şahısların sayısında ve yurtdışında uyuşturucu madde kaçakçılığı olayına karışan Türk uyruklu şahısların sayısında, 2004 yılından itibaren artış olduğu görüldü. 2004 yılında Türkiye'de yakalanan yabancı sayısı 175 iken, bu sayı 2005 yılında 201 olarak belirlendi. 2004 yılında 309 olan yurt dışında yakalanan Türk sayısı ise 2005 yılında 349 olarak ortaya çıktı. 2005 yılında Türkiye'de yakalanan yabancı uyruklu şahısların sayısında yüzde 14.8'lik, yurtdışında yakalanan Türkiye uyruklu kişilerin sayısında ise yüzde 12'lik bir artış olduğu görüldü.
|
UYUŞTURUCU KULLANIMI YAŞIN ALTINA İNDİ ÖZGÜR AKBAŞ - Yeni Şafak Gazetesi - 09 /11/2004
|
AK Parti'li Ergenç'in Türkiye'deki 'uyuşturucu' gerçeğini gözler önüne seren raporuna göre, uyuşturucu bağımlılığı 11 yaşın altına inerken, bebek denecek yaşta uyuşturucu müptelası çocuklar olduğu ortaya çıktı.
Sokak çocuklarının problemleri ve çözüm yollarını tespit amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun Başkanı, AK Parti Siirt Milletvekili Öner Ergenç, Türkiye'deki "uyuşturucu" sefaletini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren çarpıcı bir rapor hazırladı. Rapora göre, uyuşturucu bağımlılığı 11 yaşın altına inerken, bebek denecek yaşta uyuşturucu müptelası olan çocuklar ortaya çıktı. Ergenç, DİE verilerine göre, 2 milyon 250 bin çocuğun gecekondularda yaşadığını belirterek "Sadece rapor yazmayıp sokaklara da ineceğiz" dedi. Ergen "Sevgi Köyü" projeleri için de Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan destek isteyeceklerini söyledi.
Ergenç'in "Uyuşturucu ve Gençlik" raporunda, uyuşturucu bağımlılığının Türk toplumunu tehdit edici noktalara ulaştığı ortaya kondu. Uyuşturucu ve madde bağımlılığının 11 yaşın altına indiği belirtilen rapora göre; 2004 yılının ilk 9 ayında 11 yaş altında 102 kız, 179 erkek olmak üzere 281 çocuk sigara, 2'si kız 1'i erkek olmak üzere 3 çocuk alkol, 7 çocuk çözücü, 33 çocuk yapıştırıcı (uhu-bali), 3 çocuk hap, 1 çocuk uyuşturucu madde bağımlısı. 11 yaşın altında bebek denecek yaşta uyuşturucu ve madde bağımlısı olan toplam 328 çocuğun yanısıra Türkiye'de yüzlerce "bebek müptela" olduğu, ancak bunların kayıtlara girmediği belirtildi.
Raporda, madde kullananların yüzdelik değeri de ortaya çıkartıldı. Buna göre, madde bağımlılarının yüzde 96'sı erkek, yüzde 4'ü ise kadın. Uyuşturucuya ilk başlama yaşının 0-18 yaş arasındaki istatistiği yüzde 34 olarak ortaya çıktı. Madde bağımlılarının eğitim ve medeni durumlarının da incelendiği raporda, bağımlılığın ilkokul çağında başladığı vurgulandı. Raporda, uyuşturucu kullanımına arkadaşların ve merak duygusunun yol açtığı vurgulandı. Raporda, uyuşturucunun yol açtığı ölüm vakaları ve illerdeki suç dağılımlarına da yer verildi. 2003 yılında 6 kişi uyuşturucu kullanımı nedeniyle öldü. İstanbul ve Diyarbakır, uyuşturucu nedeniyle yaşanan ölüm olaylarında birinci sırada. 2003 yılı içinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın 3 bin 736 farklı uyuşturucu madde olayında 7 bin 934 kişiyi yakaladığı kaydedilen raporda, kaçakçılığın en çok İstanbul, İzmir, Adana, Gaziantep, Hakkari, Kilis, Ankara, Adana, Van, Edirne, Kayseri, Antalya ve Hatay gibi illerde ortaya çıktığı belirtildi. Raporda, iller bazında sokak çocukları ile ilgili kayıtların yetersiz olduğu belirtildi.
Kişilerin gelir düzeyi de uyuşturucu bağımlılığında önemli rol oynuyor. Gelir gruplarına göre bağımlılık oranı şöyle:
· 0-250 milyon TL 358 kişi (yüzde 35)
· 251-500 milyon TL 252 kişi (yüzde 24)
· 501-750 milyon TL 93 kişi (yüzde 9)
· 751-1 milyar TL 34 kişi (yüzde 3)
· Geliri olmayan 43 kişi (yüzde 4)
· Bilinmeyen ise 202 kişi (yüzde 20)
· Bin 911 kız, 18 bin 781 erkek çocuk olmak üzere toplam 20 bin 692 sigara bağımlısı.
· 144 kız, 2 bin 577 erkek olmak üzere toplam 2 bin 721 alkol bağımlısı.
· 2 kız, 683 erkek olmak üzere toplam 685 çözücü bağımlısı.
· 17 kız, bin 355 erkek olmak üzere toplam bin 372 yapıştırıcı bağımlısı.
· 12 kız, 328 erkek olmak üzere toplam 340 uyuşturucu bağımlısı.
· 40 kız, 548 erkek olmak üzere toplam 588 hap bağımlısı.
· 11-18 yaş arası uyuşturucu ve madde bağımlısı çocukların sayısı 26 bin 398 olurken, 11 yaş grubunun altındaki 328 bağımlı çocuk sayısı da eklenince bu sayı 26 bin 726'ye yükseliyor.
|
UYUŞTURUCU VAROŞLARA KAYDI - SFÜSUN SAKA - Tempo Dergisi - 20/09/04
|
Son bir yılın araştırmaları uyuşturucu kullanma yaşının giderek düştüğünü ve son trendin ecstacy olduğunu gösteriyor . ÇEMATEM'in yaptığı son bir yılın araştırmasına göre varoş gençleri kafelerde, Türk pop müziği dinleyip ecstacy kullanıyor. Uyuşturucu, eskisi gibi sorunlardan kurtulmak değil, eğlenmek için alınıyor. Evlerde, 'kız kıza uyuşturucu partileri' düzenleniyor.
Türkiye'de madde kullananların sayısı giderek artarken, kullanıcı profili de ciddi biçimde değişiyor. Ekonomik durumu iyi olan aile çocuklarının kullandığı bilinen uyuşturucu maddeleri artık varoşlardaki gençler yoğun olarak kullanıyor. Ve yapılan araştırmalar gösteriyor ki, madde bağımlısı olanların yaşları giderek de küçülüyor. Hatta bu küçülmenin ürkütücü boyutlara ulaştığı bile söylenebilir. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren ÇEMATEM - Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi Klinik şefi Doç. Dr. Kültegin Ögel son bir yıl içinde yaptıkları araştırmaların sonuçlarının bu anlamda çok ciddi olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini belirtiyor.
Uyuşturucu kullanım yaşı 10'a düştü
ÇEMATEM doktorları tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre; son iki yılın gözlemleri 2001 yılına hemen hiç benzemiyor. Yaptıkları araştırma dışında gözlemlerine de değinen Ögel, sonuçta her ikisine göre; uyuşturucu kullanımı alanında temel değişimler olduğunu belirtiyor ve bu değişimleri şöyle özetliyor. "Eskiden şunu gözlerdik: Özel okullarda, ekonomik durumu iyi aile çocuklarında uyuşturucu kullanımı yaygındı. Ama şimdi durum çok farklı ve bu, iki yılda değişti. Özellikle varoş kesimlerinde, yarı kentsel alanda, tahminimizden çok yüksek oranda madde kullanımı olduğu görülüyor. İki yıl önce uyuşturucu kullanım yaşı 12-13 civarındaydı, şimdi ise 10-11 civarına düştü. Bu çok çarpıcı bir durum. Eskiden trend daha çok tiner-bali gibi uçucu maddeler üzerineydi ve biz bu maddeleri kullananları daha çok İstanbul merkezinde görüyorduk ama özellikle belirtmeliyim ki, varoşlarda görmüyorduk. Oysa şimdi, Gaziosmanpaşa, Esenler, Bağcılar, Sultançiftliği gibi bölgelerde daha çok görülüyor. Yani son iki yıldır trend tamamen değişti."
Uyuşturucuda trend Ecstacy
ÇEMATEM'de yapılan araştırma, uyuşturucu madde kullanımındaki trendin de değiştiğini gösteriyor. Buna göre trend, uçucu maddelerden ectacy'ye kaydı. Bu durum uzmanlar tarafından da ilginç bir şey olarak yorumlanıyor çünkü daha çok club, ve discolarda eğlence sırasında kullanılan bu maddeler şimdi çok farklı bir kültürün farklı ortamlarında deneniyor. Artık, Güneşli, İkitelli, Gaziosmanpaşa, Bağcılar, Esenler gibi bölgelerden tedavi için gelen çocuklar, uyuşturucu olarak bali kullanıyorsa, muhakkak yanında ecstacy de kullanıyor. Bunların fiyatları sanıldığı gibi yüksek de değil. Ve bu gençler hapları, discolarda değil ama kafelerde içiyor. Ögel bu konudaki izlenimlerini de şöyle anlatıyor: "Orada diskolar falan yok ama kafe gibi ortamlarda müziği açıp içiyorlar ve arabesk yerine de Türk pop müziği dinliyorlar. Müzik zevkleri de değişti artık. Arabeskten popa kaydılar. Bir numarada dinledikleri radyolar pop müzik ağırlıklı yayın yapanlar. Geçenlerde çocuklardan biri arabamı çaldı ve radyoyu böyle bir kanala ayarlamış.
En önemli değişimlerden biri de başörtülü kızların da bu tür maddeleri kullanmaya başlamaları. Bakıyoruz, buraya başörtülü kızlar da geliyor 12-13 yaşlarındalar ve onlar da ecstacy kullanıyor. Kullanım alanları tabii ki evlerdeki kız partileri oluyor. Onlardan kimse şüphelenmiyor. Saat 12:00'de başlıyor, 17:00'ye kadar devam ediyorlarmış. Bütün bunlar iki üç yıl öncesinin trendi ile çok farklı doğal olarak. Daha öncesinde biraz daha acılarını gidermek, sorunlarını unutmak için madde kullanan çocuk profili tamamen değişmiş görünüyor. Şimdi eğlence için madde kullanımı arttı. Artık eğlence önemli bir tercih haline geliyor."
Madde kullanımı ve suç
Yine aynı araştırma ve izlenimlere göre; madde kullanıcılarının neredeyse yüzde 80'i aynı zamanda suç da işliyor. Hatta bu suç oranlarının daha da yüksek olduğu düşünülüyor, çünkü hepsi suç işlediklerini söylemiyor. Eskiden bu oran yüzde 30 civarındaydı. Bu durum sadece madde kullanımına bağlı değil, aynı zamanda gençler arasında suç oranı ayrıca artıyor. Kimi zaman sadece suç işlemek için madde kullanıyorlar. Kimi zaman da parayı bulabilmek için suç işliyorlar. Özellikle maddeyi alabilmek için suç işlemek yaygın ama suç davranış haline gelmek üzere. Doç. DR. Kültegin Ögel, "Burada önemli bir konu şu: Biz ne yapıyoruz? Eskiden merkezlerimiz vardı, insanlar buraya geliyordu ama artık bizim oralara gidip yerinde müdahale yapmamız gerekiyor. Okullara gidip, çocuklara 'madde kullanmayın' demek çok demode ve sadece içmekten korkan ve biraz düşünenler üzerinde etkili olabilir.
Kullananlar ise gülüp geçiyor bu etkinliklere. Komik geliyor çünkü onlara" diyor ve uyuşturucu kullanan gençlerin profillerinin değişimine ilişkin şunları söylüyor:
"Madde kullanımı artık ilkokul çağındaki çocuklardan, liseye kadar yayılmış durumda. Varoşlarda da yaygınlaştı. Yani profil tamamen değişti.
Evet varoşların karakteri değişti. Eskiden gecekondular vardı. Komşular birbirlerini tanırdı, hatta birkaç mahalle ötesindeki komşu bile tanınırdı. Feodal yapı hakimdi. Ama şimdi gecekondular apartman haline geldi. Bir yandaki sokaktaki kişiyi tanımıyorlar, dolayısıyla ailelerin çocuklar üzerindeki kontrolü kalktı. Bu değişimlere rağmen varoşların ekonomik düzeyi hala çok düşük ve bu çocuklar kente indiklerinde ya da o hayatı televizyonlarda gördüklerinde aradaki uçurumu da çok net fark ediyor. Yoksulluk çok yüksek. Kente ne kadar uzak olduğunu görüyor, isyan ediyor ve devlete karşı gelmek istiyor. Devlet neyi yasaklıyorsa onu yapıyor. Suç işliyor ve uyuşturucu kullanıyor. Bunu hak görüyor kendinde. Bir de bunun ardında ümitsizlik var tabii ki. Nasıl orada olabilirim? diye düşündüğünde, Özcan Deniz, İbrahim Tatlıses olmak ya da suç işleyip mafya olmak istiyorlar, tıpkı Kurtlar Vadisi'ndeki gibi. İmgelemleri var. İsyanları, karşıtlık değil, sistemin içine girebilmek için ve bunun en kolay yolu nedir? Suç işlemek. Suç işlerseniz, çok para kazanırsınız, ilişki kurasınız ve bu yol açılıyor önlerinde. Uyuşturucu kullanan çocuklarda cinsel ilişki yaşı da çok geriledi. Ve bu bölgelerdeki çocukların aile yapıları genelde bozuk ama bozuk derken ayrı anne baba çocukları değiller. Çocuklarına iyi bir hayat sunamayan aile çocukları bunlar. Çocuklarıyla ya aşırı ilgili ya da tam ilgisizler, tavır koymayı beceremiyorlar. Bu anne babalar aslında göç eden ve kentleşemeyen anne babalar. Köylü de değiller, kentli de.
Çocuklar açısından şöyle bir şey var. Kızlar eskisinden daha isyankar, genel olarak haklarını arıyorlar, cinsiyetlerinin farkındalar ama çocuk oldukları için bu eğilimleri çok kolay kullanılıyor. Toplumda yerlerini bulurken, onları kullananlar artıyor. Madde kullanmak ya da bulmak için de paralı seks yapanlar da artıyor."
|
Toplam (19) Yorum 12 görüntüleniyor..
|
|